BEYNİNİZİN DUYGUSAL HAYATI

Beynimizin yeni bağlantılar kurma ve eskileri güçlendirme yeteneği sayesinde bilişsel kapasitemizi artırabiliriz. Duygusal Nörobilimin öncüsü Prof. Richard Davidson’ın 30 yıl boyunca duygusal dayanıklılık, hızlı iyileşme, odaklanma ve olumlu bakış açısı üzerine yaptığı çalışmalara göre, sol prefrontal korteksleri daha aktif olan kişiler, hem sağlık olarak hem de sosyal alanda daha mutlu, dirençli ve tatminkar hayatlar yaşıyorlar.   İyi haber şu ki, sol prefrontal korteksimiz ve bağlantılarını tıpkı vücudumuzdaki kasları geliştirir gibi geliştirmek mümkün; zira beynimiz gerçekle hayali birbirinden ayıramıyor. Bu nedenledir ki; kabus gördüğümüzde paniğe kapılıyoruz, kalp atım hızımız artıyor, vücut ısımız ve reaksiyonlarımız değişiyor. Yatağımızda hiçbir tehlikeye maruz kalmadan uzanıyor olmamıza rağmen, bedenimiz rüyaya fizyolojik olarak gerçek tepkisi veriyor.   Peki, eşik altı uyaranların algıya ve psikolojiye etkilerinin farkında olan bizler, zihnin eğitilebileceği yönündeki değerli bilgimizi toplumun yararına kullanmayı amaç edinebilir miyiz?    

Keskin bir bıçağın çocuğun elinde zarar verme ihtimali yüksektir, ne var ki aynı bıçak usta bir şefin elinde mucizeler yaratır, yetkin bir cerrahın hayat kurtarmasını sağlar. Film endüstrisinde, reklam sektöründe, farkında olsak da olmasak da sosyal medyada yoğun kullanılan ve toplumu korku ve değersizlik üzerinden manipüle edilebilir ve yönetilebilir psikolojiye getiren bilinçdışı mesajları zihinleri rahatlatmak için kullanabilir miyiz ?

Tüketim ve cehaletin yüceltilmesinin karşısında durmanın en geçerli yollarından biri bu olabilir. Çünkü hiçbirimiz kazanamayız hepimiz kazanmadıkça..