YALIN DÜŞÜNCE VE COVİD-19

YALIN DÜŞÜNCE VE COVİD-19

Yalın yönetimin ana fikri düşünmektir. Yalın düşünür olmak, yalnızca yalın yönetimin ne kadar harika olduğu hakkında düşünmekten daha fazlası demektir. Yalın düşünür olmak, ihtiyaçlara göre gelişen ve değişen zamanlara uyum sağlamak için düşünmeyi de gerektirmektedir.

Şimdi Burada (Power Now) nedir?
“Şimdi burada”; geçmişimizi, hayal ettiğimiz geleceğimizi, ilgi alanlarımızı, ilgi alanlarımızla bağlantılı etki alanlarımızı ve etki alanlarımız içinde yapmamız gerekenleri bir bütün olarak kapsamaktadır.

Bizler hayatımızda, en önce sonuçlarla karşılaşmakta ve ona göre şekillenmekteyiz. Bu sonuçları ortaya çıkaran bir davranış tarzı ve bu davranış tarzını ortaya çıkaran bir anlayış bulunmaktadır. Bir de bütün bunların oluşumunu anlatan tarihi geçmişten söz etmek gerekmektedir. Sistemin tümüne baktığımızda ve anlam verme sistemini irdelediğimizde karşımıza kültürel değerler çıkmaktadır. Eğer davranışı değiştirmek için anlam verme sistemine bakmazsak da karşımıza kavga/çatışma nedenleri çıkmakta ve bu durum, düşman ilan edilmemize sebep olmaktadır. Tüm bunları irdelemeden, sadece sonuçlara göre verilen hükümler ise, kısa bir süre içinde kopup düşecek bir yara bandı görevi yapmakta, tam bir iyileşme vadetmediği gibi günü kurtaran çözümler içinde boğulmamıza neden olmaktadır.

COVID-19 bize en azından evde geçirdiğimiz süre içinde düşünmeyi, her ortamda alternatif üretmeyi ve metot geliştirmeyi öğretmektedir. Endüstrinin bir dalı olan Metot Mühendisliği konusunda az da olsa uzmanlaşmakta ve yeni metotlar geliştirerek yaşamın içinde ne kadar gereksiz materyaller olduğunu keşfetmekteyiz. Sadeleşen mutfaklarda kendi ekmeğimizi yapmakta, kahvaltının en lezzetlisinin ve en sadesinin evde yapılan olduğunu yeniden öğrenmekteyiz. Daha az araç kullanarak daha fazla iş yapmanın ve eldeki imkânları sonuna kadar kullanmayı denemenin neler kazandırdığını analiz edebilmekteyiz.

Yalın düşünceyi kötü tecrübelerle öğrenmeye başlamakta ve “hayat o kadar da tozpembe değil” sözünün hayatımızdaki karşılığını tüm benliğimizle hissetmekteyiz. Peki, Yalın her şeyi ile mükemmel bir sistem mi ve Yalın’ı öğrendikten sonra her şey tozpembe olacak mı? Hayır! Yalın mükemmelliğin geldiği son nokta hiçbir zaman olmayacaktır.

Toyota Üretim Sistemi (TPS) sonrasında gelen Yalın üretim birçok değişime öncü olmuştur. Yalın’a aslında TPS’in türev ürünü de denmektedir. Yalın’dan sonra ne olacak? Eğer Yalın değişecekse ve buna ihtiyaç varsa Yalın’ı değiştirmek, Yalın’ın üzerine inşa etmek anlamına gelmektedir. Çünkü bir gün Yalın'ın dayandığı temeller artık geçerli olmayabilir ve bu nedenle yönetim uygulamasında gerekli ilerleme engellenebilir.

2002 yıllarında çalıştığım şirkette bir karar alınmış ve bu kararın mimarlarından birisi de ben olmuştum. 7 farklı bölgede bulunan kapsamlı bölge müdürlüklerini kapattırmış ve Home Ofis sistemine geçmiştik. O zaman Ankara Bölge Müdürlüğü’nde ikame ederek tüm Anadolu’dan sorumlu bulunmaktaydım. Yaklaşık 1.000 m2 ofisimiz ve 4.000 m2 servisimiz ile beraber her bölgede 50 kişilik ekiplerle çalışmaktaydık. Kararı oluşturan kişi olarak ben bile ofisleri boşaltıp yıllardır çalıştığım ortamdan ayrılırken işten çıkarılmış gibi hissetmişken diğerlerini düşünemiyordum bile. Ertesi sabah kalktığımızda sanki mecburi tatile çıkmış gibiydik ve içimizden hiçbir şey yapmak gelmiyordu. Herkesi arayarak bir buluşma ayarlamıştım. Oyuncağı alınmış çocuklar gibiydik ve kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. Onlara sadece bu işin daha iyi olacağını yarım ağızla söylemeyi başarabilmiştim.

Ofisleri terk etmeden önce her çalışana araç ve dijital cihazlar verilmişti. Lotus Notes üzerinden raporlama, müşteri ziyaretleri, seyahat bildirgeleri ve harcamalar gibi her türlü alt yapıyı oluşturmuştuk. Onay mekanizması, o zamanların popüler ama stratejik hatalar sonucu sonradan yok olan BlackBerry’lerde bulunmaktaydı. Her şey 2002’de elimizin içine sığmıştı. 2004-2010 yılları arasında pazar lideri olarak 7 milyon doları geçemeyen yedek parça satışımız 30 milyon dolara çıkmıştı. 64 kişi ile yaklaşık 120 milyon dolar ciroya ulaşmış, Japonya merkezli şirketin en başarılı distribütörü olarak her yıl üst üste en iyi SSH ödülü almayı başarmıştık.

Aslında Endüstri 4.0 ile beraber dünya fark etmeden COVID-19 ile yaşamak için hazırlık yapmaya başlamıştır. Apple kurucularından Steve Jobs ilk Iphone tanıtımını yaparken telefonu ile fotoğraf çekmiş ve iki parmağı ile görüntüyü büyüterek şöyle demiştir “this is the evolution”. İşte bu, değişimin ve yalının yaşam biçimimize girmesinin başlangıcı olmuştur. Artık her an her şeye ulaşabilme yeteneğine böylece kavuşulmuştur. Bankaya hatta mağazaya gitmeye gerek kalmadan ve kimse ile muhatap olmadan alışveriş de dahil her türlü işlemler yapılabilir olmuştur. COVID ile başlayan değişime en büyük destek bu mecradan gelmiş ve iş yapma biçimleri hızla değişmiştir. Peki, COVID internetten önce olsaydı durum nasıl olurdu? Belki bu kadar hızlı yayılmazdı ancak o zaman da dünya dururdu.

Evden çalışma sistemi (Home Office) ilk önce yöneticilerin içinde, kar tatiline çıkmış talebe heyecanı oluşturmuş olsa da bu karar bir süre sonra onlara kendilerini kötü ve işe yaramaz hissettiren bir duruma dönüşmüştür. Ofislerdeki alışıldık ortam içinde emirler veriliyor, yapılması gerekenler bekleniyor, insanların çalışıp çalışmadıkları yerinde kontrol edilebiliyordu. Sorumluluk yöneticilerdeydi. Çalışanlar söyleneni yapıyor ve sonuçlarını yöneticiler değerlendiriyordu. İnsanları değerlendirmek ise sadece süreç içindeki davranışları analiz edilerek yapılabiliyordu. Ancak evlere geçilmesi ile birlikte artık asker değil, tam donanımlı birer komando olmak zorunda kalan yöneticiler, iş odaklı çalışmak ve iş sonuçlarına göre değerlendirme yapmak zorunda kalmaya başlamışlardı. İş ve iş sonuçlarına odaklandığımız için mesai saatlerini, molaları ve çay saatlerini bizler belirliyor ve sonuçları aktarıyorduk. Bu da demek oluyordu ki; artık “Şimdi Burada Yaşanır” ilkesi ile sadece karşılaştığımız sonuçları değil, onların arkasında rol alan “Davranış Tarzı”nı da incelerken  “Hayata Bakış Tarzı”nı ve hatta daha da derinlerde bulunan olayın tarihini analiz edip “Anlam Verme Sistemine” ulaşmalıydık. Gelecek ancak bu değerlerle var olacaktır. Yalın yaşam şekli hayatımızın bir parçası olmak zorundadır ve bunun başka yolları ancak bu düşünce felsefesinin üzerine inşa edilerek bulunacak ve geliştirilecektir.  

Kısacası artık hepimizin bilime yönelmeye ihtiyacı vardır. Matematik modelleri geliştiren insanlar bu dönemde çok işe yarayacaktır. 
“Kutuları dolduracak adaylara ihtiyacımız yok, bize kutuları patlatacak adaylar gerekiyor.”
HG

Hüseyin Gümüştekin
ErkinŞahinöz Akademi Danışmanı

Önceki BlogAKLINI BAŞINA AL DEPO
Sonraki BlogYALIN VE HAYAT
Yorumlar (0)
Yorum Yap