YALIN VE HAYAT

YALIN VE HAYAT

Toyota Üretim Sistemi (TPS) ile değişen üretim dinamikleri şirketlerin ayrılmaz bir parçası olmaktadır. Daha fazla üretim değil de “Kesikli Üretim” ya da modern adı ile “Yalın Üretim”, firmaların müşterinin taleplerine hızlı karşılık verebilme çevikliğine erişmesini sağlamaktadır. 

Toyota ile başlayan ve birçok şirkette uygulanan başarılı Yalın Yönetim örneklerine rağmen vazgeçmeye cesaret edemediğimiz davranışlarımızla adeta yalına karşı savaşmaktayız. Binlerce kişiyi büyük binalara toplamakta, sınırladığımız mesai saatleri içinde, en üst kattaki ofisimizden çalışanları yönetmeye çalışmaktayız. Bu hazzı yaşamak için milyonlar harcamaktan çekinmemekte ama o paraları teknolojiye ve çalışanlarımıza harcarken tasarruf söylemlerini gündemimizden düşürmemekteyiz. Hatta bununla da yetinmeyip daha büyük plazalar inşa etmeyi bir görev olarak benimsemişiz. Koca binaların kapısına görkemli arabalarla gelmek, kimliğimizin ayrılmaz bir parçası haline dönüşmüş durumda. Hatta bu süreç o kadar ileri gitmektedir ki eskiden Amerikan tarzı evlerin önlerinde verandalar, arka taraflarında da garajlar bulunmaktayken şimdi, içine araç konulmayan, araçların önüne konduğu süslü garajlar oluşturmaktayız. Arabalarımız rahatça kendilerini sergilesinler diye verandalarımızı da arka tarafa konumlandırmaktayız. Evin büyüklüğünü ise garaj kapısı sayısının belirlemesine izin vermekteyiz. Bununla beraber garaj önünde duran araçlarımız, yoldan geçenlerle ve karşı komşumuzla selamlaşma hakkımızı da elimizden almaktadır.

“Yalın yalın” diye çırpınırken başkalarını etkilemek ve daha büyük olduğumuzu göstermek için harcadığımız para ve çaba, yaşam önceliğimizin üst sıralarına yükselirken; verandamızda oturup karşı komşumuzla sohbet etmek yerine arabalarımızı konuşturmayı tercih eder hale geldiğimizi fark etmemekteyiz. Bu davranış biçimimizin altında hayata bakış tarzımız bulunmaktadır. Ve tüm bunların temelinde de kültür yer almaktadır. Biz bu kültürü anlamadan ve köklerine inmeden yalın yaşamı ve yalın üretim felsefesini nasıl uygulayacağız? 
Yalın, bir düşünce tarzı ve sosyal bir felsefedir. Mavi yaka ile bu sistemin başarılı olması mümkün değildir. Yalın, iş yerine çalışmaya değil düşünmeye giden insanlarla başarılabilir. 

Bugünse şirketlerin çoğu, COVID-19 ile zorunlu olarak değişen çalışma sistemlerine uyumlanmaya çalışıyor. Yalın yönetimve yalın düşüncenin en karmaşık örneği olarak Toyota bilinmektedir. Halbuki, yalın anlayışı Toyota’dan da önce hayata geçirmiş olan ama farkında olmadığımız Hava Yolları şirketlerinin kullandığı yalın felsefeye odaklanmamız gerekiyor.  

Havayolu şirketleri ne yapmaktadır?
Her operasyonu tek tek ele alıp, sadece ihtiyaç duyulan insan ve teçhizatla ilerlemektedir. Çalışanların büyük birçoğu home-office çalışmaktadır. Pilotlar ve uçuş ekipleri için ofisler ve standart mesai saatleri yoktur. 12 milyar Euro cirosu ve 138.000 çalışanı ile dünyanın en büyük hava yollarından bir tanesi olan Lufthansa’nın yönetim ofisi 8-10 kattan oluşmaktadır. Firmanın bazı çalışanları hayatında bir kere bile görmediği bu şirketin yönetim ofisi tarafından emekli edilebilmektedir. 

Peki, her gün üzerimizden geçen uçakların arkasındaki operasyon nedir?
Çalışanlarının büyük bir kısmı ofis kavramını bilmeden, evlerinden, kendilerine geçmişte çağrı sistemleriyle, şimdi ise dijital teknolojilerle gelen direktifleri saatinde ve gününde uygulamaya göre eğitilmişlerdir. Birbirini tanımayan 8-10 kişilik ekipler, günün değişik saatlerinde bir yolcu gibi geldikleri hava alanının briefing odasında aldıkları iş emirlerini prosedürlere uygun olarak, yerine getirmektedir. Yolcularla birlikte belki 1 saat belki de 14 saat sürecek bir operasyon için ekip olup en yüksek çeviklik düzeyinde hareket etmektedir.  

Bununla beraber evdeki mutfağımızın dörtte bir kadar olan bir mutfaktan, tüm yolculara (5S)  her türlü yemek ve içecek servisi yapabilecek donanıma ve hıza da sahiptirler (HEIJUNKA). Belki de hayatlarında bir daha aynı kadro ile bir araya gelemeyecek bu ekip, uzun bir uçuşu gerçekleştirebilmekte (JIT) ve hiçbir şeyin aksamaması, güvenli bir şekilde uçuşun tamamlanması için birlikte uyum içinde çalışabilmektedir (3M). Havada meydana gelebilecek aksaklıkları çözebilmekte ve hatta pilotlar birçok arızaya da müdahale edebilmektedir (JIDOKA). 350 ayrı karakteri de bu süreçte mutlu etmeyi ve güvenli bir şekilde gidecekleri yere ulaştırmayı ilke edinmişlerdir (KANBAN). Havada kavga yoktur; ekip çalışması, uyum, sadelik, minimum teçhizat (SMED) ve en önemlisi sayılı saatler vardır. 

Bu kadar donanımlı, eğitim almış ve seçilmiş kişilerden oluşan pilotlar neden ofisler, büyük odalar, havalı ofis mobilyaları istememektedir de küçücük bir kabinde 14 saat geçirebilmektedir? Hiç tanımadıkları bir ekiple briefing odasında tanıştıktan sonra tüm riskleri omuzlarına alarak operasyona başlamaktadırlar. Bu insanlar havada olabilecek her türlü olaya karşı uçak ortamının aynısı olan simülasyon kabinlerinde eğitilmektedirler, hem de hayat boyu (DOJO SINIFI)… Hayat boyu süren bu eğitim sistemi sayesinde her türlü riske karşı yapacaklarını defalarca tekrarlamakta ve hazır olabilmektedirler.

Ancak yazımın başında da ifade ettiğim gibi, biz hep Toyota Üretim Sistemi (TPS) üzerinde yürümekte ısrarcı olmaktayız. Düşünce yapımızı değiştirip, sadece sonuçlara değil arkasında yatan davranış tarzına, kültüre ve tarihe bakma konusunda yetkinliklerimizi geliştirmemiz; konuşmayı, müzakere etmeyi yeniden öğrenmemiz gerekmektedir. Binalarımızı, arabalarımızı birbiri ile yarıştırmak yerine çalışanlarımızın refah seviyelerini karşılaştırmalıyız. 

Şirketimizin bina yüksekliği yerine, yıllara yayılan başarılarını üst üste koymalıyız. Yüz yüze gelmesek de amaçlarımızın aynı olduğuna inanarak hareket etmeliyiz. Birbirimizi tanımadan ve sevmeden de saygı duyabilmeli ve aynı amaç için çalışabilmeliyiz. Yalın ancak bu felsefe ile var olacaktır.

“Futbol oynarken aynı anda tribünden de seyredebilecek ve o eksiklerimizi tamamlayarak oyunu değiştirebilecek yetkinliğe sahip isek; o zaman her maçı kazanırız.”

Hüseyin Gümüştekin
ErkinŞahinöz Akademi Danışmanı

Önceki BlogYALIN DÜŞÜNCE VE COVİD-19
Sonraki BlogDÜNYA'YI GERİ DÖNÜŞÜM KURTARACAK
Yorumlar (0)
Yorum Yap